Atina Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre Zeytinyağı mı cinsellik hapı mı tüketen kişilerde testosteron seviyesinin yüzde 40 daha fazla olduğunu tespit edilmiş. Araştırmanın detaylı sonuçları Avrupa Kalp Birliği’nin önümüzdeki günlerde Münih’te yapılacak toplantısında açıklanacak.
Zeytinyağı ilaçtır! söyleminden pek hoşlanmam. Zeytinyağı ilaç değil, yağların kraliçesidir. Zeytin meyvesi ile çok sağlıklı bir gıdadır.
Ne var ki zeytinyağını cinsel destek veren ilaçlarla mukayese etmek isteyen Atina Üniversitesi’nden bir grup uzman, 600’den fazla erkeğin katıldığı güzel bir araştırma yapmış, araştırmaya katılan erkeklere her gün 9 çorba kaşığı saf zeytinyağı içirmişler.
Araştırma bitiminde de bu kişilerde testosteron seviyesinin yüzde 40 daha fazla olduğunu tespit etmişler.
Araştırmanın ön sonuçları 29 Ağustos’da Daily Mail ve Telegraph (İngiltere) gazetelerinde yayınlandı. Araştırmayı yöneten Dr. Christian Chrysochou bu neticenin zeytinyağının ve “Akdeniz tipi beslenmenin” sağladığı “yüksek damar koruması” ile ilgili olduğunu açıkladı.
Araştırmanın detaylı sonuçları Avrupa Kalp Birliği’nin önümüzdeki günlerde Münih’te yapılacak toplantısında açıklanacak.
Tavsiyem şu: Yemeklerde zeytinyağlılar tercih edilecek. Soğuk sıkım zeytinyağı salatalara eklenecek. Kahvaltıda 4-5 değil 10-15 zeytin yenecek, Akdeniz tipi beslenme alışkanlığından da asla vazgeçilmeyecek.
Yemeğin üstüne çay içilmez mi?
Çayın içindeki bir maddenin besinlerle kazanılan demiri bağırsaklarda demiri bağladığı ve yemekten hemen sonra içilen çayın demirin emiliminin bozacağı yönünde yaygın bir kanaat var. Bu teorik olarak doğru bir bilgi ama pratikte zannedildiği kadar anlamlı değil. Yemek sonrası çay yasağı olsa olsa ağır demir eksikliklerinde geçerli olabilir. Sağlıklı birinin beslenmesinde zorunlu bir kural değildir. Bana göre yemeğin üzerine çay, afiyetle içilebilir. Tabii ki abartmamak koşulu ile.
Limonlu su mu sirkeli su mu?
Limonlu su vücuda alkali güç desteği verme açısından çok değerlidir. Özellikle sabah aç karnına tavsiye edilir. Sirkeyi gıdalara daha çok eklemek de ise probiyotik güç açısından ciddi fayda sağlar. Güne bir bardak ılık limonlu suyla başlayalım. Gün içinde de yiyeceklerimize daha sık ve bol doğal sirke eklemeye özen gösterelim. Ev yapımı sirkeleri tercih edelim. Elma sirkesini ise bir tık öne çıkalım. Şeker eklenmiş sirkeleri (nar sirkelerine dikkat) kullanmayalım.
5 mühim kalp sorusu
Göğsüm ağrıyor ne yapayım?
Bu tip ağrılarda, eğer ağrı istirahat halinde geliyorsa ve sizin bilinen bir kalp riskiniz de yoksa hemen telaşlanmanız gerekmez. Diyelim ki hızlı adımlarla merdiven çıktınız ya da hızlı yürüdünüz ve bir ağrı girdi. Oturup dinlenince ağrı geçti. Fakat bu ağrıya terleme, bulantı, kusma ve baş dönmesi de eşlik ediyorsa o zaman korkmak gerekir.
Kalp hastaları sebze yememeli mi?
Bu da hurafe bir bilgi. Bu öneriyi egzersiz yaparken izlediğim bir TV programı sırasında ilk defa duydum. Olur da sizin de kulağınıza falan gelirse ciddiye almayın. Tersine kalbinizi korumak için daha çok bitkisel gıda kazanmaya bakın. Halk arasında şöyle bir deyim var: “40’ına kadar aslan ol, 40’ından sonra kuzu olmalısın!” Yani 40’lı yaşlara kadar et ye ama bu yaştan sonra sebze ağırlıklı beslen! Doğru olan budur. Kalp hastası olmamanın yolu sebze ağırlıklı beslenmedir.
Gençlerde kalp krizinin daha ölümcül olduğu doğru mu?
Gençlerde görülen kalp krizlerinde hastayı kaybetme riski daha yüksektir. İleri yaşta bu riskin azalmasının en önemli nedeni ise, kalp krizine götüren damar probleminin yavaş yavaş gelişmesi, böylece kalbi besleyen yan damarlar oluşması. O damar tıkanınca da görevi diğer damar üstleniyor. Gençlerde görülen krizler damarların tıkanmasına bağlı krizler değil, kalp kaslarındaki kalp kapakçılarındaki arızalardan kaynaklanır.
Sıcak ve nemli havalar kalp için tehlikeli mi?
Kalp krizi riski yüksek kişiler için sıcak ve nemli havaların tehlikeli olduğu doğrudur. Tansiyonu yüksek olanlar, şeker hastaları, önceden kalp krizi geçirmiş olanlar sıcaklardan çok etkileniyor. Bu kişilerin, çok sıcak saatlerde evlerinden çıkmamaları, güneş altında uzun süre kalmamaları, terle kaybettikleri sıvıyı süratle yerine koymaları ve serin yerlerde istirahat etmeleri gerekiyor.
Kalp krizi riskim var yürüyüş yapabilir miyim?
Tansiyon ve kilo probleminiz varsa herhangi bir egzersiz programına başlamadan önce bir uzmana danışmakta fayda var. Risk grubundaki ve özellikle de hali hazırda kalp problemi olan birisinin çok hızlı yürümesi bile bazen tehlikeli olabilir.